Dünya 11:18 02.06.2013

Cem Yılmazdan Ərdoğana möhtəşəm məktub


"Ayaklanan bedenlerimiz değil, başbakanım, ruhlarımız"



Türkiyənin məşhur komediya artisti və komik mətnlər yazarı Cem Yılmaz ölkəsənin baş naziri Rəcəb Tayyib Ərdoğana məktub ünvanlayıb. Sənətçinin bu məktubu Taksimdə baş verənlərə həsr olunub. Özünün siyasətdən kənar olduğunu qeyd edən və baş nazirə "sən" deyə xitab edən Cem Yılmaz bildirir ki, onun meydana çıxmasının səbəbi "iki ağac" deyil, azadlıq istəyən ruhudur. Oxucular üçün maraqlı olacağını nəzərə alaraq böyük sənətçinin məktubunu orijinal variantında (ümid edirik ki, bunu oxuyub anlamaq oxucularımızın 95 faizinə çətin olmayacaq) təqdim edirik:

***

"Sevgili Başbakanım,
 
Az önce seni dinledim. Bize illegal örgüt dedin, faşist dedin. Müsaade edersen açıklayayım isterim.
 
Biz reklamcıyız, bugüne kadar elimiz klavyeden, kalemden, kağıttan başka bir şey tutmadı. Öyle belirli mevkilerde tanıdığımız birileri de yok. Dün yanımda Ozan vardı. Ajansımızın kreatif direktörü. Görsen, dünyanın en iyi insanı. Gözleri morarmıştı. Murat vardı, prodüksiyon sorumlumuz. Atılan gazlardan iki kere yere düştüğümde tişörtümden tutup beni o kaldırdı, hiç yanımdan ayrılmadı. Kolladı, korudu beni. Görsen, dünyanın en iyi insanı. Mert vardı yanımda. Biber gazı kustururken yanımdaydı. "Abi hastaneye gidelim mi, sırtlayıp götüreyim mi seni" dedi. O da stratejistimiz. Görsen, dünyanın en iyi insanıdır. Ajansımız kızları gelmeyin dememize rağmen geldiler. Ağladılar gazdan, yardım ettiler insanlara. Tanısan, bilsen, görsen, dünyanın en iyi insanlarıdırlar. Bizden illegal olmaz başbakanım, olsa olsa reklamcı olur. Biz en fazla iki kelam edebiliriz.
 
Sevgili Başbakanım... Ben apolitik bir adamdım. Neden ayaklandım biliyor musun? 2 fidan için değil. Çünkü onu yerine koyabilecek gücüm var benim sen olmasan da, hatta daha fazlasını. Ben, sabah 5-te, çadırında inandıkları şey için sessizce protesto yapan o gencecik arkadaşlarıma saldırdın diye ayaklandım. Ben o insanları acısını kalbimde hissettiğim için ayaklandım. Ben oğlum bunları yaşamasın, demokratik bir ülkede, demokratik şekilde yaşayabilsin diye ayaklandım. Bu gençler bunun için ayaklandı. Sen hala ağaç diyorsun başbakanım. Hani insanlar iyidir ya başbakanım. Tanısan, bilsen. görsen, seversin onları. Hani dinimiz de bunu emreder ya, şüphesiz ki sen daha iyi bilirsin. Ve yanlış anladığın şu; ayaklanan bedenlerimiz değil başbakanım, ruhlarımız. Emaneti sahibindedir, O bizi kollar. Gerçi bunu da sen daha iyi bilirsin.
 2 saat daha dinlenecektim, seni dinledim, olmadı. Yine ruhum ayaklandı başbakanım. Çıkıyorum şimdi, görüşürüz". // musavat.com